Mısır tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 2011 devrimi, Arap Baharı’nın bir parçası olarak, ülkenin siyasi ve sosyal yapısını derinden etkilemiştir. Bu devrim, uzun süredir süregelen otoriter rejimin yıkılışıyla sonuçlandı ve Mısırlılara demokrasi hayalleri kurdurdu. Ancak, devrimin ardından gelen dönemde yaşanan siyasi istikrarsızlık ve ekonomik zorluklar, bu umutların nasıl sönmeye başladığını göstermiştir.
Devrim öncesinde Mısır, 30 yıldan uzun süredir Hüsnü Mübarek’in önderliğindeki otoriter bir rejime tabi olmuştu. Mübarek dönemi, siyasi baskı, insan hakları ihlalleri ve ekonomik adaletsizlikle karakterize oluyordu. Geniş halk kesimleri, özellikle gençler ve orta sınıf, bu durumu değiştirmek için mücadeleye kararlıydı.
25 Ocak 2011’de Tahrir Meydanı’nda başlayan protestolar, hızla tüm Mısır’a yayıldı. Protestocuların temel talepleri arasında Mübarek’in istifa etmesi, demokratik seçimler ve siyasi reformlar yer alıyordu.
Devrimin patlak vermesinde bir dizi faktör etkili oldu:
- Ekonomik krize: 2008 küresel ekonomik krizinin etkileri Mısır’ı da vurmuştu ve halkın yaşam standartlarını düşürmüştü. Yüksek işsizlik, enflasyon ve yoksulluk oranları artmıştı.
- Siyasi baskı: Mübarek rejimi, muhalefeti acımasızca bastırıyor ve insan haklarını ihlal ediyordu. Basın özgürlüğü kısıtlıydı ve siyasi parti faaliyetleri engelleniyordu.
- Sosyal medya: Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformları, protestoların organize edilmesinde ve halkı harekete geçirmede önemli bir rol oynadı.
Devrim, 11 Şubat 2011’de Mübarek’in istifa etme kararıyla sonuçlandı. Mübarek’in yerine geçici bir yönetim kuruldu ve ülke genelinde demokratik seçimler için hazırlıklar başlatıldı. Ancak, bu süreç kolay olmadı.
Mısır, devrim sonrası dönemde derin siyasi bölünmelerle karşı karşıya kaldı. İslamcı hareketler ile laik güçlerin arasında bir rekabet başladı. 2012’deki başkanlık seçimlerinde Muhammed Mursi, ilk olarak Müslüman Kardeşler tarafından desteklenen bir aday olarak seçildi. Ancak Mursi dönemi, ekonomik sorunlarla ve siyasi kutuplaşma ile karakterize oluyordu.
Mursi’nin iktidarında yapılan bazı kararlar, özellikle yargı sistemine müdahale ve medeni toplum kuruluşlarına yönelik baskılar, ülke genelinde protestoları tetikledi. 2013 yılında, Mısır ordusu Mursi’yi devirip geçici bir hükümet kurdu.
Devrimden sonraki dönemde yaşanan bu olaylar, Mısırlıların demokrasi hayalleri için büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Bugün, ülke hala siyasi istikrarsızlıktan ve ekonomik zorluklardan muzdarip. Ancak, devrimin başlattığı değişim süreci devam ediyor.
Mısır’ın geleceği hala belirsiz olsa da, 2011 devrimi, Arap dünyasında demokratikleşmeye dair umutların yeniden canlandığını göstermiştir.